Televizyon Ekranlarında Bize Yutturulan Bu Olayların Gerçek Olmadığını Öğrenmek Sizi Hafiften Delirtecek
7 mins read

Televizyon Ekranlarında Bize Yutturulan Bu Olayların Gerçek Olmadığını Öğrenmek Sizi Hafiften Delirtecek

Gündem sıkıcı, sinirler bozuk… Şöyle bir arşiv karıştıralım dedim, daha da sinirim bozuldu ama çok da eğlendim yalan yok. Yıllar önce ana haber bültenlerinde ya da kadın kuşağı programlarında parayla yalancılık yapan bir adam varmış meğer. Televizyoncuların imdat çekici olmuş bu adamın anlattıklarına şaştım kaldım. Bizi nasıl yemişler bunca yıl?

Kaynak: Hürriyet

Merhaba sevgili dostlar. Sizi biraz Dilan Polat ve Seçil Erzan gündeminden alıp yakın bir geçmişte şöyle bir dolaştıracağız. Yani ne zamanlar biliyor musunuz? Acun’un Televole’de muhteşem ingilizcesiyle kızlara “are you dance?” diye sorduğu yıllar…

Üstelik ana haber kavramına bambaşka boyutlar getiren Reha Muhtar da tam olarak gideceğimiz yerde olacak. Sizi dolandırıcılardan uzaklaştıracağım demiştim ama biz kandırılmayı seviyoruz dostlar, istesek de kaçamayız. Mesela bir zamanlar neleri yediğimizin bir kısmını şimdi göstereceğim size.

Öncelikle şu görseldeki adama iyi bakın. Yazıları okumanıza gerek yok, ben size anlatcam zaten. Bu adamın adı Yılmaz Durmuş. Kendisi yevmiyeli bir yalancı. O ne demek yani? Şu demek: 90’lı yıllar ve 2000’lerin başında bu abimiz, bir kameramanla dost oluyor. Sonra bu kameraman “gel lan seninle yalan haber yapalım, sen de başrol ol” diyor. Zaten tek gözü az gören, iş bulmakta zorlanan Yılmaz da bu teklifi hemen kabul ediyor. Bilirsiniz, yalancıya bazı yaptırımlar yok…

Mesela başlayalım neler yapmış Yılmaz Efendi? 2001 yılında bir televizyon kanalı Atilla Taş’ın gizli öz annesini ve gizli öz abisini bulduğunu iddia ediyor. Tabii bu sırada Atilla Taş’ın gerçek annesi de telefonla bağlanıyor. Zaten olaydan haberdar olmayan bir tek o kadıncağız.

Neyse, Ardahan’dan Yılmaz Bozdağ diye birisi arıyor ve Atilla Taş’ın abisi olduğunu iddia ederek annesine ‘sen onun gerçek annesi değilsin’ diyor. Ardahan dediği yer de yan oda bu arada. Kadıncağız bunu duyunca fenalaşıyor, seyirci bir dramın içinde kendini bulduğu için ekran başında ağlıyor, reytingler tavan yapıyor Aman Allah! Yalancı abi rolünü oynayan Yılmaz Durmuş ve kameraman arkadaşı, bu işten acayip pazara kazanıyorlar ve direkt Aksaray’da pavyona gidiyorlar, çeşitli olaylar gelişiyor. Arkadaşı bütün masrafı Yılmaz’a iteliyor bu arada, ufak bir detay…

Sonra bir de intihar edeni kurtarma şovu var, ki biliyorsunuz bu her zaman tutar. Kimler kimler yapmadı bu işi di mi? O zamanlar futbolcu Tanju Çolak da yapmış. Ve ne hikmetse senede 1 köprüden intihar eden adam kurtartmış Tanju. Mesela bu fotoğraftaki Yılmaz değil ama bahsedeceğim kurguda oynayan kişi Yılmaz.

İddiaya göre o dönem sempati kazanmak isteyen Tanju Çolak, Yılmaz ve kameraman arkadaşı bir araya gelmiş. Bunlar oturmuşlar kağıt üstünde şema falan çizerek köprüden atlama senaryosunu kurgulamışlar. Neyse, Yılmaz çıkmış direğe. Tam o esnada oradan Tanju Çolak geçmesin mi? Şu tesadüfe bakın, inanılmaz! Yılmaz bağırmış yukardan ‘Yardım et Tanju Abi, kimsem yok’ diye. Tanju da ‘İn oğlum aşağı’ demiş ve bayraklar asılmış… Hayat çok enteresan sevgili dostlar.

Bir de 200 tane yumurta yeme haberi var. Bu diğerlerine göre daha tırt ama ilginç. Hani eskiden “Dikkat Şahan Çıkabilir”de skeçler vardı ya, aynı onun gibi bir olay.

Ana haber bülteninde şöyle bir haber yer alıyor ‘200 tane yumurta yedi, sesi değişti’ diye. Hatta Yılmaz yumurta yerken çekiyorlar bunu ama o sadece 6 tane yiyor. Ekranda da başa sarıp gösterdikleri için biz de bunu yiyoruz, yemişiz de… Sonra Yılmaz’ın iddiasına göre Reha Muhtar geliyor ve Yılmaz’ın omzuna vurup ‘Aferin güzel oynadın’ diyor. Hele hele???

Bu örneğe de “yaratıcı-korku” dalında ödül falan verilmeliydi. Nerden aklınıza geliyor böyle şeyler ya Allah Allah… Olay şu: Hasta bir adam var ve o kişi tabii ki Yılmaz. Bu gidiyor, Barış Manço’nun mezarındaki toprağı yiyor çünkü toprak şifalıymış. Üstüne bir de gerçekten iyileştiğini söylüyor ana haber bülteninde. Bu fikir tamamen haber merkezinden çıkmış bu arada. Ay bayılacam galiba…

Bu da tam yemek yerken izlemelik, bomboş Hollywood filmi gibi olay. Şimdi güya Yılmaz dilenci tamam mı? Ama haber başlığı “sosyetik dilenci” olarak belirlenmiş. Bu dilencinin cebinde telefonu, altında arabası ve gerektiğinde giydiği takım elbisesi var.

Lüks arabayı da haber merkezinde çalışanlar vermiş ‘al bu seninmiş gibi yap’ demişler. Neyse, bunun mesaisi bittikten sonra arabasına geçiyor ve bagajı açıyor. Kamera bagajdaki paralara zoom yapıyor. Biz de ekran başında haber seyreden kekolar olarak ‘Vay anasını dilenciye bak, bizden zengin’ diyoruz ve hayret ediyoruz. Bu arada evet dilenciler bizden daha zengin arkadaşlar…

Şunu da anlatıp ağzımızı yavaştan kapatalım. Bu da bir kadın programı tarafından gelen bambaşka bir senaryo. Güya Yılmaz’ın karısı 10 yıl önce evlendiklerinde gelinlik giymediği için kocasını terk etmiş.

Karısına kavuşmak için helak olan Yılmaz programa başvurmuş. Yengeye kuliste gelinlik giydirip stüdyoya göndermişler. Bu arada gerçek karısı bu rolü oynayan kişi. Neyse, yenge içeri girerken Yılmaz heyecandan düşüp bayılmış. Tabii reytingler yine tavan!

Bunlar daha Yılmaz’ın anlattıklarından birkaç tanesi. Neleri yemişiz gördünüz mü? Belki birkaç tanesini okurken hatırladınız bile. Bu arada Yılmaz bu yalancılık işini bırakmış çünkü alacaklarının yarısına o kameraman arkadaşları çökmüş. Hem yalan söyle hem paranı alama, olacak iş değil… O televizyonculara da burdan selam söylüyorum. Bizim kendi dolandırıcımız var, bize bulaşmayın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir