Lüks arabalar, geniş evler, sınırsız tatiller ve daha sürüp giden hayaller listesi, Türkiye’de Millî Piyango’yu kazanan bazı kişilerde uzun süreli olmadı. Aile içi sorunlar, çıkmaz yollar hatta intiharlar bile düşündükleri gibi parlak olmayan hayatlarının birer parçası hâline geldi.
Parayı bulunca bir anda hayatlarının altüst olması, çoğu yoksul insanda olduğu gibi paranın çabuk bozulan bir ürün olduğu yani harcamazsa yok olacağı inancından kaynaklanıyor olabilir. Muhtemelen bu kişiler, paranın var olması ile aile dahil bazı çevrelerin para istemesini de düşünüyordur. Zira bunun bir örneğini de göreceksiniz. Talihli öldükten sonra bile kan bağı tespiti için mezarı açtırılıyor.
İzmir ve İstanbul’a açılan Mehmet Sarıoğlu, para bitince köyüne geri dönüyor.
1975’te Millî Piyango’yu kazanan Mehmet Sarıoğlu, çalıştığı yerden ayrılıp İstanbul ve İzmir’de parasını tüketiyor. Bekâr olan Sarıoğlu, parayı kazanınca köyünde yaptırdığı evine dönüyor. Bir dönem sonra sadece emeklilik maaşına kalan Sarıoğlu, sıfırı tüketince de kendisine komşuları bakıyor.
Evinin tamirini de köylüler yaptırıyor ancak Mehmet Sarıoğlu, kimsesiz kalıyor ve evinde donarak hayatını kaybediyor. Öldükten sonra ise yastığının altından eski piyango biletleri çıkıyor.
Hayat, bazılarına Kudret Şendil gibi birden fazla kez gülüyor; tabii kullanabilene.
Kudret Şendil, parayı hiçbir zaman yönetemeyen kişilerden. İlk olarak 1978’de Millî Piyango’dan 10 bin TL kazanan Şendil, parasını gece hayatında bitiriyor. İkinci ikramiyesini ise 1999’daki çeyrek biletinden kazanıyor. Bu para da eğlencede sönüp gidiyor.
Tekrardan kâğıt toplamaya dönen Şendil’e şans 2004’te bir kere daha gülüyor. Ancak kendisi tahmin edersiniz ki bu parayı da gece kulüplerinde harcıyor, sonra eski mesleğine ve tek gözlü gecekondusuna dönüyor.
Üç büyük ikramiye birden kazanan Mustafa Savgan
Mustafa Savgan’ın şans üç kere yüzüne gülüyor ve 1979, 1982 ile 1984 yıllarındaki büyük ikramiyeler ile toplamda 30 milyon TL kazanıyor. “Üç tane çıkmış, daha nasıl zengin değil ki?” diye düşünüyor olabilirsiniz ama Savgan, daha çok para hırsına kapılmış olacak ki parasını biletlere yatırıyor.
Kısa süreli evliliğinde çok parasının gitmesi, dolandırıcılara da para kaptırması sonucunda Savgan, hayatına ayakkabı boyacısı olarak devam ediyor. Hiç yatırım yapmadığını, cahilliğine kapıldığını ve ne iş yapacağını bilemediğini söyleyen Savgan, kansere yakalandıktan sonra da 2014 yılında tedavisi devam ederken hayata gözlerini yumuyor.
Ender Yeşildağ ve Mehmet Özgür Candan imzalı “Kaybedebilme Kabiliyeti” belgesi ise Savgan’ın hayatını konu alıyor. Belgeselde, esnaf ve arkadaşları tarafından Savgan’ın parayı nasıl tükettiği anlatılıyor.
Öldükten sonra da parasının peşine düşülen Salih Gümüşçay
Salih Gümüşçay, 1989 yılında büyük ikramiyeyi kazanan talihli kişi. Gümüşçay’ın hayatı aslında filmlerdeki gibi devam ediyor ve piyango çıkınca bir anda her yerden akrabası ve tanıdığı çıkıyor.
Gümüşçay, 1990 yılında hayatını kaybettikten sonra ise kendisini mezarında bile rahat bırakmıyorlar ve akrabası olduğunu iddia eden kişiler, mezarı açtırarak DNA testi yaptırıyor.
Şansın ardından gelen aksilikler ile toparlanamayan Cem Postacı
1990’ın şanslısı ise Cem Postacı oluyor. O dönemin parasıyla 1 milyar 250 milyon TL kazanan Adanalı Cem Postacı, tam şansı yakaladım derken aksilikler ile boğuşmaya başlıyor. 1996’da trafik kazasında oğlunu kaybeden Postacı, girdiği emlak işinde iflas ediyor. Birçok kazananda olduğu gibi Postacı’nın da sonradan akrabaları türüyor ama kendisinin zorlu dönemlerinde o kişilerden yardım gelmiyor.
Eşinin terk etmesi ile de hayatı kararan Cem Postacı, bileti aldığına pişman. Hayatını emekli maaşı, evi ve arabası ile yalnız şekilde sürdürüyor.
Zenginlikten devlet memurluğuna uzanan bir hikâyenin sahibi Ayhan Yalçınkaya
1995 yılında Edirne’de aldığı Millî Piyango bileti ile bir anda 10 milyar TL (eski para birimi) sahibi olan Ayhan Yalçınkaya, bilet aldığına bin pişman. Edirne Sigorta Hastanesinde memur olan Yalçınkaya, işinden istifa edip kendine iş kuruyor ancak başarı olamıyor. Mahkemeye başvurup tekrar memurluğuna geri dönüyor ancak yine de hayatı yoluna girmiyor ve yaşadığı sıkıntılar yüzünden cezaevine giriyor.
İki yıllık bir hapis hayatının ardından iş bulamayan Yalçınkaya, param olmasaydı da huzurlu memur hayatım devam etseydi diye üzülüyor ve bir daha asla şans oyunu bileti almıyor.
Şans, Osman Kaplan’a da birden fazla gülüyor.
Çeklerini ödeyemediği için hapse giren ve 1999 yılında özgürlüğüne kavuşan Osman Kaplan, cezaevinden çıktıktan iki gün sonra Milli Piyango’nun talihlisi oluyor. Üç yıl arayla iki defa büyük ikramiyeyi kazanan Kaplan, marangoz ünvanından “Milyarder Osman” lakabına terfi ediyor.
1999 yılının 340 bin TL’sini kazanınca önce eşini boşayan Kaplan, piyangonun çıktığını kimseye söylemiyor. Cezaevine girmesine neden olan 65 tane çekin, bir kısmını kazandığı para ile öderken herkese eniştesinin ikramiyeyi kazandığını söylüyor.
Para çıkınca eşini boşayan Kaplan, daha sonrasında eşi ile barışıyor. Bu süreçte kimine sünnet düğünü yapıp kimine ev alırken tanıdık tanımadık herkese parasını harcıyor. Kaplan, tam parası bitmişken 2001 yılında bir daha şans oyunundan para kazanıyor. Çeyrek bilete vuran 125 milyar TL’yi de bir sene içerisinde eritiyor.
Listedeki tek kadın: Yeşim Akyol
Yeşim Akyol, 2003 yılında 2 milyon TL kazanan isim. Akyol, ilk iş olarak 8 yıllık kocasını alkol tutkusu ve kaba davranışları gerekçesi ile boşuyor. Ancak işler istediği gibi ilerlemiyor ve mahkeme, ikramiyenin evlilik birliği içinde edinilmiş mal olması gerekçesi ile paraya tedbir koyuyor.
Akıbetlerinin şu anda ne olduğu konusunda kesin bir bilgi yer almıyor ama en az 3 sene daha boyunca Akyol’un parayı kullanamadığını biliyoruz.
Millî Piyango’nun intihara sürüklediği kişi: Ahmet Bayram
Ahmet Bayram’ın 2005’te aldığı çeyrek biletine büyük ikramiye vuruyor. 9 çocuk babası ve işsiz olan Bayram bir anda 1 milyon 250 bin TL’nin sahibi olunca nereye harcayacağını bilemeyen kişiler arasına giriyor. Önce eşini boşayan Bayram, tüm parasını gece kulüplerinde ve kumarda kaybediyor. 4 yıl sonra ise banyosunda intihar ediyor.
Fuat Özdemir’in tüm parası dolandırıcılara gidiyor.
Büyük ikramiye ile 2014 yılına zengin bir insan olarak giren Fuat Özdemir’in tüm parası çarçur ediliyor. İkramiyenin 5 buçuk trilyonluk kısmı Özdemir’in patronu tarafından çalınıyor. Bu parayı kurtarmak isteyen Özdemir, çareyi Karagümrüklü Çetesi’nin lideri Nuri Ergin’in oğullarında bulmak istiyor.
Parasını geri alamadığı gibi çeteye de para kaptıran Özdemir, iki kadın tarafından dolandırılıyor. Bu da yetmiyor rent a car kurmak isteyen birisine de parasını veriyor ve geri alamıyor. Özdemir, elinde kalan son parayı da pavyonda yiyor ve sadece 3 senede paranın suyu çekiliyor.
2015’te siroz teşhisi konulan Özdemir, 2017’de kan kusarak hayatını kaybediyor. Eşi Melek Özdemir ise keşke hiç kazanmasalardı diye şikâyetçi. Genç yaşta iki çocukla dul kalmasının yanı sıra eşini de kaybetmesi, Melek Özdemir’in hayatını da mahvediyor.
2014 yılından itibaren Millî Piyango kazananların taramasını yaptığımızda ise karşımıza bu şekilde talihsiz olaylar çıkmıyor. Bu 10 sene içerisinde büyük ikramiye kazananlardan bazıları sırra kadem basarken bazıları da iş insanı olup hayatını devam ettiriyor.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: